Tadım Nasıl Olur Nedir? 1 Kaç Nüans

Tadım… Tadını bildiğimiz halde yanımızda ki insanlarla birlikte tadı değişen yemeklere denk geldiniz mi ? Gelin gelin bu zamana kadar yaşadığımız her şeyi burada bulmaya hazır olun!

Kocaman Bir Tadım

Doğduk, ilk anne sütü ve su ile tanıştık (her ne kadar anne sütü verin sadece deseler de bence su verilmeli)  sonra dişlerimiz çıkarken tüm cisimlerin tadına bakmaya, ısırmaya çalıştık, kaşıntı hissi o kadar büyüktü ki umarsızca saldırdık salyalarımız aktı her yere, mama denilen şeyleri yedik ama tadını anlamadık, anladığımızı da tarif edemedik ağlamak ve gülmek tek iletişim kaynağımızdı. Zaman geçtikçe ailemizin uygun gördüğü şeylerin tadına baktık haylaz amcamız dayımız ilk limonu tattırdı. Limon yüzünden yüzümüz ekşidi. Limonu sevdik mi? bunu sadece ailemiz gördü biz bu durumu anlamadık. Büyümeye gelişmeye sevmeye tadım yapmaya devam ettik hem de her gün zamanla herkes gibi olaya alıştık.

İlk çikolataya sardık sonra diğer zararlı dikkat çekicilere, sebzelere merak salmadık brokoli nerde diye sormadık 🙂  Büyüdük seçmeye başladık.
Zaman ilerledikçe değişimler başladı. Tadımlarımız başladı sevdiğimiz sevmediğimiz şeyleri öğrenmeye başladık sonrada artık hep sevdiğimiz şeyleri tüketmeye yeni şeyler çok denememeye başladık o kadar çok o sevdiğimiz şeyi yedik ki kendimizi durduramadık sürekli o patates köfteyi yedik.

Tadım Nasıl Olur Nedir? 1 Kaç Nüans

 

Yeni lezzetlere karşı ön yargımız başladı. Bir ortama girdiğimizde kereviz yer misin diye sorduklarında hayatında daha önce denememene rağmen ben sevmiyorum dedik. İnsan kerevize nasıl şans vermeden ben sevmem diyebiliyor. Tadını bilmiyorsun ne bu önyargı ne bu sertlik kereviz sana ne yaptı. Peynir sevmezler, et yemezler, pırasadan iğrenirler, kerevize gelince mi önyargısız davranacaklar benimki de soru 🙂 artık zamanı geldi.

Hiç sevmediğin yada yemekten keyif almadığın şeyi tek bir koşulda yaparsın oda senin sevmediğini bilmedi halde sana ikram eden sevdiğin için.

Sevgi o kadar ağır basar ki sevmiyorum demek çok kolay bir yoludur. Fakat gel gelelim sen onu yemezsen üzüleceğini düşünürsün ve sevmiyorum lafı ağzından çıkmaz. Yersin azıcık ama tadı o an hoşuna bile gidebilir bu olayın içinde tadım ve duygu var sen değiştin duyguların değişti ve isteklerin hala ne sen o kerevizi hala sevmiyorsun ama nasıl olur? sana tadı güzel geldi. Kereviz yahu kereviz senin sevmediğin annenin sana ye diye yalvardığı her ortamda bizim çocuk kereviz yemez dediği kişisin sen. Kereviz artık damağında, ağzında çiğnedin dilinin ucunda o sosu kaldı. Kerevizin bu kadar güzel bir şey olup olmadığını düşünmekten konuşulanlara sevdiğine düzgün cevap bile veremedin. Ben bu zamana kadar kereviz yememişim dedin sadece kereviz ağzında o kadar güzel bir tat bıraktı ki devamı için etrafa bakma ihtiyacı hissettin atık kereviz senin kereviz değil kerevizim oldu.

Demem o ki önyargılarımızı kırmaktan, denemekten korkmamalı insan bazen hoşunuza gitmiyorsa bile ufakta olsa tadına bakın, hayat kereviz gibi sizi şaşırtabilir. Hayat düşündüğümüz kadar uzun değil yapmak istediklerimiz, yemek istediklerimiz için yeterince vaktimiz var, sen yapmak iste ve harekete geç yeter ki zaten arkasından her şey gelecek iyi tadımlar.

Öneri yazımı okumak için buraya tıklaya bilirsiniz.

berkecaliskan tarafından paylaşıldı.

Merhaba ben Mehmet Berke Çalışkan genç bir mühendisim, hayatın getirileri götürüleri ve absürtlüklerine değindiğim, düşüncelerimi ve deneyimlerimi aktardığım bir site yapmak istedim ve işte karşınızda. İyi Okumalar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.