Yaşamın İçinde, Gerçekleşmesini umduğumuz ve gerçekleşen arasındaki farklar hakkında yazmak istiyorum. Sizlerde bu farkı ayırt edebiliyor musunuz?
Yaşamın İçinde
Arzularımızın peşinden istikrarlı koşarız, yapmak için aşırı efor sarf ederiz. En azından ben çok çaba sarf ediyorum. Ulaşmak istediğimiz eşyalar, statü, hedefler ve dahası hepsi için emek gerekir. Emek verince de istediğimiz gibi olsun isteriz, tam arzuladığımız gibi… Basit bir şey aslında; aşçı için yemek yapmak aslında bildiğini tekrar etmekten başka bir şey değil. Defalarca denemeler yapıp, nasıl en güzel olacağını denedi ve hep aynı lezzete erişmenin yöntemini buldu, ama hala geliştirmeye devam ediyor. Umduğu ile gerçekleşen arasında gene fark oluştu. Sözün gerçeği umduğumuz ile gerçekleşen arasında fark illa olacaktır. Umduğumuza yakınlaştırmak için emek harcarız, sadece çok farklı sonuçlar alabileceğimizi bilsek bile.
Emek vermeden erişilen şeyleri düşünmeyelim. Şimdi saman alevinden daha çabuk uzaklaşır, geldiği gibi. Emek, para ve en önemlisi zaman kaybederiz ya da bize öyle gelir; aslında bir istek geç oluyorsa daha olgunlaşmıştır. Zamana ihtiyacı olan şeyler için üzülmek aslında yersizdir. Hedefin pişmesi, olgunlaşması ve bize gelmesi için tek ilaç zamandır. İsteklerimize ulaşamadık diye hayıflanmak, olmadı diye üzülmek yersizdir. Elbet bir gün gelecektir. Zamanı vardır. İnancın devreye girdiğini hissettiniz mi? Hiçbir şey yapmadan bekleyerek sadece inanarak bazı şeylerin gerçekleşmesi beklenir. Bu durum biraz körü körüne bağlanmak demektir.
Zamanda geçse, emekte harcansa size ulaşmasını istediğiniz ŞEY eğer geliyorsa, nasıl geldiğine bakın; sizin istediğiniz gibi mi, yoksa başkalaşmış mı? Bir düşünün, başkalaşmış isteği görmek anlamak çok önemlidir. Değişimi görmek, hayır ile şer’i anlayabilmek önemli olan bunlardır. Emek vermeye devam edip yılmadan hedeflerinize ulaşmak dileği ile.
Her hayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır.
Öneri yazımı okumak için buraya tıklaya bilirsiniz.
